ITIL standartları ne zaman ve hangi ihtiyaçtan ortaya çıktı?
ITIL dediğimiz aslında bir kütüphane. Pek çok kişi bunu bir yöntemle karıştırır ama hayır ITIL bir kütüphanenin adı ve şu anda versiyon 2’deyiz. Bu bölüm sekiz farklı kitaptan oluşuyor. Asıl amacı iş ve teknoloji arasındaki boşluğu yazılımlar, altyapının, servislerin ve teknolojinin yönetimi fazlarıyla birleştirmek. Bu sekiz kitabın içinde iki kitap ön plana çıkıyor. Biri servis destek, diğeri ise servislerin hizmete alınması.
ITIL ilk olarak 1980’lerin sonunda İngiltere’de ortaya çıkıyor. O sene yazım işlemi başlıyor. Birinci versiyon olarak tanımlanan bu bölüm 1980-85 arasında devam ediyor. Ancak bu kitaplar hiç sürülmüyor. Yazanların garajında kalıyor. Bilinen ve halen kullandığımız ikinci versiyon sekiz kitaptan oluşmakta. Bu sekiz kitap, toplam 200 kitaptaki bilgilerin toplanarak konsolide edilmesiyle ortaya çıkıyor. Başlangıç tarihi için 2001 yılını gösterebiliriz. Resmi lansman bu yıl yapılıyor çünkü. Şu an ise gündemde versiyon 3 bulunuyor. 30 Mayıs’ta ITIL’in doğum yeri olan İngiltere’de lansmanı gerçekleştirilecek.
HP’nin burada çok önemli bir rolü bulunuyor. Yeni versiyon 3’te 5 kitapla yer alıyor. Tam burada, “bu iş neden HP’ye verildi?” sorusunu irdelemekte fayda var. HP, 80’lerin sonu, 90’ların başında ITSM (Information Technologies Service Management) alanında epey bir yatırım yapıyor. İş yapış tarzı olan ITSM metodolojisine ITIL tabanını oturtuyor. HP’nin bu konuda eğitimleri olsun, danışmanlıkları olsun, ürün portföyü olsun çok fazla yatırım yapmasından dolayı, ITIL’i ortaya çıkartan İngiltere Hazine’sine bağlı kurum olan OGC bu servis operasyon kısmını HP’ye veriyor.
Şimdi, hazırlanan bu versiyon 3 ile pek çok şey değişecek. Bazı kısımlar daha goverment tarafına kayacak. Ama bizim açımızdan hizmetler olsun, danışmanlık olsun, ürün anlamında olsun versiyon 3’e geçmekte hiçbir sıkıntı yok. HP, bu konuda hazırlıklarını geçen yıldan beri yapıyor. Ürünler ve danışmanlık hizmetleri versiyon 3’e göre kendilerini ayarlıyor olacaklar. ITIL bir kütüphane, ITSM ise bunun yöntemi. Versiyon 3 kitabının kendisi, aslında HP’nin ITSM modelinin hayata geçirilmesi.
ITIL Nelere Fayda Sağlıyor? ITIL ile kastedilen bilgi teknolojisi altyapısını daha iyi yönetmek kısaca. İş tarafının ihtiyaçlarıyla uyumlu çalışmak. Bunun da birtakım motivatörleri bulunuyor. En başta masrafların kısılması, daha kaliteli bir ITIL yapısının oluşması, iki tarafın ortak dilde konuşturulabilmesi, birtakım değişikliklere hızlı cevap verebilmek, regülasyonlar… Bunların hepsi motivatör. Bu kavramları hayata geçirebilmek için de birtakım yaklaşımlar söz konusu. Bunlardan en bilineni de ITIL.
İngiliz hükümetinin desteğiyle ortaya çıkan ve dünyadaki yaklaşık 1000 firma üzerinde yapılan bir araştırma sonucunda, bu firmaların IT yapılarını nasıl yönettikleri belirleniyor. ITIL, bu araştırmanın sonunda çıkan yaklaşımların bir araya gelmesiyle oluşmuş, ortaya çıkmış bir kütüphane. Yani ITSM kavramına çözüm olarak sunulan bir metodolojik yaklaşım.
2005 yılında Uluslar arası Standartlar Enstitüsü, ITIL tabanlı ilk standardı ortaya çıkardı. Biz 2001 yılında bu işlere girdiğimizde kimse bunun bir standart olacağını düşünmüyordu. Bugün tüm firmalar bu standarda dahil olabilir. Bunu destekleyen yüzlerce ürün bulunuyor. Ve biz tüm bu portföyü adresleyecek ürün gamına sahip bir firma olarak öne çıkıyoruz.
Standartlara Uymak Firmalara Ne Tür Avantajlar Sağlıyor? Bir kere operasyonel maliyetlerini düşürüyorlar. Daha önce katlanmak zorunda kaldıkları maliyetleri yüzde 35’lere varan oranlarda azaltabiliyorlar. Süreç odaklı mimariye geçerek insan kaynaklarını optimize edebiliyorlar.
Firmalardaki genel IT yapısına bakarsak sıkıntıların aynı olduğunu, ama zaman içinde önceliklerin değiştiğini görürüz. Son 3-4 yıla kadar öncelik IT’nin kalitesini artırmaktı. Çünkü IT, diğer sektörlere oranla daha hızlı büyüdü ve planlı bir büyüme gerçekleşmedi. Birinci motivasyon etkisi buydu. Son 3-4 yılda özellikle ABD’deki değişik regülasyonlarla beraber buradaki düzenlemelere uymak ve buradaki cezalardan uzak tutabilmek için IT yatırımlarında prosese uygun davranma ihtiyacı hissedildi.
Bundan sonraki aşamada ise maliyet öne çıkacak. Maliyet her zaman önemliydi ama önceliği artık kendisi alacak. Bunun dışında IT ile business’ın arasındaki iletişimin daha iyi olabilmesi, çünkü business tarafından planlanan servislerin IT tarafında hazırlıklarının planlanma aşamasından itibaren sürdürülüyor olması gerekiyor. Oluşan kopukluk şu anda bu prosesler sayesinde yavaş yavaş aşılabiliyor.
Sektördeki değişikliklere karşı IT’nin çevik bir şekilde kendini adapte edebilmesi gerekiyor. Bu da önemli bir motivatör. Önümüzdeki birkaç yıl içinde maliyet öne çıkacak ve 20 kişiyle yaptığımız işi 15 kişiyle nasıl yapabiliriz, bunu düşünmeye başlayacağız.
Temelde en büyük etken rekabet. Özellikle belli sektörlerde, örneğin bankacılıkta rakiplerden önce bir servisi devreye almak çok önemli. Servis odaklı mimari ya da iş hizmet yönetiminin altında hep bu operasyonun hayatta olması gerekiyor.
Maliyetlerinizi biliyorsunuz, operasyonel problemlerinizi biliyor ve çözüm üretiyor olmanız gerekir ki az kişiyle rakiplerinizden önce ve ucuza yeni hizmetleri süratli bir şekilde devreye almak çok önemli. Ya farklı bir şey yapacaksınız, ya rakiplerinizden ucuza yapacaksınız ya da optimal bir şekilde yapacaksınız. Sonuçta, IT konusundaki maliyetlerinizi düşürdüğünüzde ve IT’yi iş hedeflerinizle örtüştüğünüz de daha hızlı
ITIL ile Cobit Arasında Ne Tür Bir İlişki Var? COBIT gibi düzenlemeler ITIL uygulamayı düzenli hale getiriyor. COBIT, IT ile business arasındaki uyumluluğun bir değerlendirmesi aslında. COBIT yapabilmek için ITIL uygulanmak zorunda. Dünyada 600 milyon dolarlık yatırım kötü proje ve portfolyö yönetimi yüzünden boşa gidiyor. Bu COBIT’in alanlarından biri. COBIT firmaya sen yazılımlarını iyi yönet, yazılım geliştirmeyi yönet diyor. Bunun için de ya firmayla ilgili bir referans modelini ya da 6 Sigma kalite yönetimini kullan diyor.
HP bu konuda sorunu gidermek için portfolyö yönetim paketini ortaya çıkarıyor, danışmanlığını, eğitimini veriyor. Bir yazılım devreye alınmadan önce hataları bulup düzeltmeye yarayan modüller sunuyor. Çünkü bir yazılım devreye alındıktan sonra ortaya çıkabilecek hata ölümcül sonuçlar doğurabilir. HP, geçmişte OpenView ailesindeki araçlarla çözümlediği bu sorunu Mercury birleşmesinden sonra farklı isim altında devam ettiriyor. Mercury birleşmesi aynı zamanda HP’ye dünyanın en büyük 6. yazılım firması unvanını veriyor.
“Computerworld Türkiye, 30 Nisan 2008”